Ogata Gekko (1859-1920) 尾形月耕

 

 

Gekko'nun ahşap baskı resimleri için buraya tıklayınız/Click here for the woodblock prints by Ogata Gekko    

 

 

Ogata Gekko'nun yaşam öyküsü sanatı kadar zordur. Edo'nun (bugün Tokyo) Kobayashi ilçesinin Oke-cho mahalesinde doğmuştur. Doğduğunda ailesi sanatçıya Nagami Masanosuke adını vermiştir, sanatçının bilinen diğer adları Tanaka ya da Tai Masanosuke'dir. Genç yaşta yetim kalmış, sıra dışı sanatsal yeteneği Japonya'nın en ünlü sanatçılarından biri olan Ogata Korin'in (Ogata Korin aynı zamanda efsanevi sanatçı Ogata Kenzan'ın ağabeyidir) soyundan gelen Ogata ailesinin gözünden kaçmamıştır. Ogata ailesi Gekko'yu evlat edinmiştir. Sanatçı Gekko adını kendini evlat edinen ailenin adıyla beraber yeni adı olarak benimsemiştir ki Gekko Japonca'da "ay ışığı" anlamına gelir. Sanatçı Nihon Bijutsu Kyôkaï, Nihon Seinen Kaïga Kyôkaï, Japon Sanat Akademisi,Eğitim Bakanlığı'nın yıllık jurili sergisi gibi pek çok önemli sanat kurumunun kurucu üyesi ya da önderi olmasına karşın, ne bir sanat okuluna gitmiş, ne bir ustanın yanında geleneksel usta-çırak eğitimi almış ne de bir baskı ustasının yanında çalışmıştır. Kişisel tanımın teşvik edilmediği bir toplum olan Japon toplumunda, Gekko kendini tanıtan el ilanları hazırlamış, gazete ve dergilerde illüstrasyon ressamı olarak çalışmak için yakınında bulunan çeşitli yayıncılara götürmüştür, ayrıca lake tasarımcısı ve çömlekçilik yapmıştır. Sanatçı sadece toplumsal kuralları yıkmamış, aynı zamanda ahşap baskı yapım tekniğinin  de tüm kurallarını yerle bir etmiştir ve öyle kendine has ve taklit edilemez bir üslup yaratmıştır ki ahşap kalıp  yapımcıları ve baskıcılar bugün bile kendi mesleki bilgilerini, yetkinliklerini kanıtlamak için sanatçının yöntemlerini merakla uygularlar.

 

Kalıp kazıyıcı ve baskıcılar baskı tasarımcılarından yapacakları baskı için çizgileri belirgin ve renkleri ayrılmış resimler isterler. Gekko bu isteğe meydan okumuş ve onların işlerini kolaylaştırmamayı seçmiştir. Zira sanatçı sanatsal birikiminin ilk basamağını bir ressam ve illustratör olarak çıkmış, baskı yapma kurallarını sırtında taşımamıştır, bu nedenle pek çok baskı resmi bir ressam elinden çıkmış bir görünüme sahiptir ve ilk bakışta ahşap olarak basılamayacağı duygusu uyandırır ve bu özellikleriyle Turner'ın suluboyalarına çok benzer. Bu baskı resimler fırça vuruşlarının oluşturduğu bir yanılsama, renklerin birbirine karıştığı bir erime ve dalgalanma durumuna sahiptir ve perspektif de Gekko'ya özgüdür. Sanatçının bu tekil üslubu Bijin Meisho Awase (Ünlü Yerlerin Güzel Kadınları) triptiklerinde çok iyi bir şekilde uygulanmış, ifadesinin en yüksek noktasına Fuji Dağı'nın 100 Görünümü serilerinde ve sanat kariyerinin sonlarında yaptığı shishikiban (kare biçimli) baskılarda ulaşmıştır.

 

Gekko'nun baskıları için seçtiği konular, Japon'yadaki sokak ve konutlardaki günlük yaşam sahnelerinden yüceltilmiş doğayı ele alan erik ağacının dalındaki kuşa dek ayrıntılanan bir alandan savaşın dehşetinin yansıtıldığı savaş sahnelerine-sanatçı Çin-Japon Savaşı (1894-95) sırasında cephede muhabir olarak görev almış, burada savaş alanından eskizler yapmıştır-uzanan engin bir çeşitlilik arz eder. Diğer sanatçılar Japon sanatının geleneksel gerekliliklerinin dışına çıkmayan sıradan savaş baskı resimleri yaparlarken, Gekko o zamana dek yapılmış dehşeti ve savaşın duyumunu en derinden hissettiren resimleri meydana getirmiştir.

 

Kullandığı teknikleri modern olmasına rağmen Gekko kendini ukiyo-e geleneğine sıkı bir biçimde bağlı olarak görmüştür. Gerçekten de ilk baskı resim serileri Ukiyo Junikagetsu Ukiyo'nun 12 Ayı başlığını taşır. Ukiyo-e geleneğine bağlı olarak Genji Hikayesi ve 47 Ronin serilerini betimlemiştir.

 

Bir ustası olmadığı halde, Yamamura Toyonari (Koka), Kanamori Nanko ve Tsukioka Kôgyo ( 1869-1927)-bu son sanatçının annesi Meiji Dönemi'nin diğer büyük sanatçısı Tsukioka Yoshitoshi ile evlidir-gibi çok önemli öğrencileri olmuştur.

 

Gekko'nun  aşikar bir şekilde çok daha iyi ve önemli bir sanatçı olduğu, resmi olarak ve dünya çapında olumlu eleştiriler aldığı halde, Amerika'da katıldığı ilk uluslararası etkinlik olan Dünya Fuarı'nda Altın Madalya, Chicago'da (1893), Paris'te (1900) ve Londra'da (1910) önemli ödüller kazandığı halde, Yoshitoshi Gekko'dan daha büyük bir üne kavuşmuştur. Ayrıca sanatçı Meiji Dönemi'nin daha çok bilinen sanatçıları tarafından kullanılan aşırı süslemeci eğilimlerden-mesela parlak kırmızı ve mor renklerin ağır bir yoğunlukta kullanımı gibi-uzak durmuş, rafine bir zevk ve yüksek bir sanatsal duyuma ulaşmıştır.

 

Gekko ve Yoshitoshi'nin kariyerleriyle, Ella Fitzgerald ve Billie Holiday gibi efsanevi vokal sanatçılarının kariyerlerinin karşılaştırılması haklı görülebilir. Gekko ve Ella Fitzgerald genç yaşta yetim kalmışlar, hayata sıfırdan başlayıp parlak kariyerler yapmışlardır. Yoshitoshi ve Billie Holiday akut akıl hastalıklarından muzdarip olmuş, zamanından erken hayata veda etmişlerdir. Toplum Gekko ve Ella gibi sanatçıların yoktan var olma hikayelerine hayran olur, onlardan etkilenir; ama aynı toplum yarattıkları şerlerle başa çıkamayan ve trajik bir sonla yaşama veda eden Yoshitoshi ve Billie gibi sanatçıların dramatik öyküleri karşısında büyülenir ve o öyküler her zaman daha cezbedici olur. Toplumun bu hikayelere duyduğu merak daha fazla kitap, makale, belgesel, oyun ve filmlerin yapılmasıyla sonuçlanır, oysa daha uzun yaşayan ve daha çok üretken olan sanatçıların bu şansa sahip olmadıkları aşikardır. Bu nedenle halkın hafızasında bu trajik hikayeli sanatçılar ve onların yapıtları, Ella ve Gekko gibi üstün sanatçıların eserlerinden daha çok kalır.

 

Gekko'nun durumunda yakın zamanda meydana gelen iki önemli hadise nedeniyle değişme olmuştur. Bunların en önemlisi, büyük  bir ukiyo-e koleksiyoneri ve uzmanı olan Rober Muller'ın ölümüyle birlikte ardında kalan koleksiyonun dağılmasıyla beraber Muller'ın Gekko'nun resim ve baskılarının en önemli hayranı olduğunun anlaşılmasıdır. Bu durum Gekko'ya olan yeni bir ilgi dalgasına ve onun Japon ressam ve baskı sanatçıları arasındaki yerinin yeniden değerlendirilmesine yol açmıştır. İkinci hadiseyse,  halkı Gekko hakkında aydınlatmaya ve bu eşsiz ve yaratıcı sanatçıyı Japon sanatçıları arasında hak ettiği yere oturtmaya çalışan ilk web sitesinin yapılmasıdır: www.ogatagekko.com

Bu yazı yukarıda da belirtilen, http://ogatagekko.com/Site/Biography-669.html  adlı siteden alınarak, Aykut Gürçağlar tarafından Türkçeleştirilmiştir.

 

 

 

 

Ogata Gekko's life story is as compelling as his art. He was from Oke-cho in the Kobayashi district of Edo (modern day Tokyo). His parents named him Nagami Masanosuke, and he was also known as Tanaka or Tai Masanosuke. He was orphaned at a young age, but even then his exceptional artistic talent was recognized by the famous Ogata family, direct descendants of Japan's most celebrated artist, Ogata Korin (who was himself older brother to the legendary artist, Ogata Kenzan). They adopted him and he appended  their name to the name he gave himself, Gekko, which means 'Moonlight'. Though in his later years he would become a founding member and developer of several important art institutions, including Nihon Bijutsu Kyôkaï, Nihon Seinen Kaïga Kyôkaï, the Academy of Japanese Art, and the Ministry of Education's annual juried exhibition, the Bunten, he never attended art school himself, nor did he undergo the traditional apprenticeship in a print maker's studio. In a society that discouraged self-promotion, Gekko prepared flyers and took them around to various publishers to sell his services as an illustrator for magazines and newspapers and a designer of lacquerware and pottery. He not only broke societal rules,  he broke all the rules of print making and created a style so unique and inimitable, wood block carvers and printers today wonder at the challenges he created for their professions.
 

 
Carvers and printers required clear lines and separated colors from the print designers. Gekko defied these requirements and did not make their jobs easy.  Because he began his career as a painter and illustrator, and was a self-taught artist unburdened with the rules of print making, many of his prints achieved a painterly look that was thought impossible for prints, much akin to a Turner watercolor. They have the illusion of brushstrokes, the colors blend into each other and are awash, and the perspectives are unique to Gekko. This singular style of his is well realized in his series of triptychs, Bijin Meisho Awase (Beautiful Women in Famous Places), and reached its highest expression later in his career with his series, 100 Views of Mount Fuji, and in many of the shishikiban (square format) prints that were from the last part of his career.
 
Gekko chose a great variety of subjects for his prints, from everyday life in the streets and homes of Japan and serene nature prints with their highly detailed bird plumage, to the violence of war in prints that he designed working directly from his sketches as a war correspondent during the Sino-Japanese War (1894-5). While other print artists turned out workmanlike war prints, Gekko created some of the most artistic prints ever that conveyed the horror and emotions of war.
 
Although his techniques were thoroughly modern, Gekko considered himself to be firmly rooted in the ukiyo-e tradition. In fact, his first series of prints was titled Ukiyo Junikagetsu, 12 Months of Ukiyo. Also in the ukiyo-e tradition, he made a Tale of Genji series and a 47 Ronin series of prints. 
 
Though he had no teacher himself, he had some outstanding pupils, including Yamamura Toyonari (Koka), Kanamori Nanko, and Tsukioka Kôgyo ( 1869-1927 ), whose mother had married the Meiji Period�s other great artist, Tsukioka Yoshitoshi.
 
Yoshitoshi has enjoyed more fame than Gekko, and his artwork commands far higher prices than Gekko's, despite Gekko being arguably the better and more important artist., and despite him being the first Japanese artist in any medium to receive official and widespread international critical acclaim, in the form of the Gold Prize at the first truly international event in America, the first World Fair, and prestigious prizes in Chicago (1893), Paris (1900), and London (1910). Furthermore, he had the good taste and higher artistic sense to mostly avoid many of the gaudy trends that were exploited by other, more popular print artists of the Meiji Period, such as the heavy use of bright red and purple dyes.

An analogy can be legitimately drawn from the careers of Gekko and Yoshitoshi to those of legendary vocal artists, Ella Fitzgerald and Billie Holiday. Both Gekko and Ella Fitzgerald were orphaned at young ages, and picked themselves up by the bootstraps and made illustrious careers for themselves. Both Yoshitoshi and Billie Holiday suffered from acute mental illness and died prematurely. Society admires and is inspired by the rags-to-riches stories of artists like Gekko and Ella, but they are captivated and held spellbound with the dramatic stories of artists who are unable to overcome their demons and who meet tragic endings, like Yoshitoshi and Billie. Their enthrallment with these stories results in many more books, articles, documentaries, plays, and films being produced about such artists than we see for artists who have longer and more fruitful careers. The public then has more familiarity with the tragic artist and their work than they do with the work of superior artists like Ella and Gekko.
 
 
Gekko's status is changing though, due to two important  and recent events. Most importantly, the passing of the great ukiyo-e collector and arbiter of taste, Robert Muller, and the bequeathing and dissemination of his collection has revealed him to have been a great admirer and collector of Gekko's paintings and prints.  This has created a wave of curiosity regarding Gekko, and a re-assessment of his place among Japanese painters and print artists. Secondly, the creation of the first website (www.ogatagekko.com) devoted entirely to educating the public about Gekko will do much to give this incomparable and innovative artist his rightful place in the pantheon of Japanese artists, and validation to those who have always felt that Ogata Gekko is one of Japan's greatest artists.

For reference please see: http://ogatagekko.com/Site/Biography-669.html

Önceki sayfa/Previous page

Go to the prints by OGATA GEKKO / GEKKO'nun ahsap baskılarına gidelim