Hokusai (1760-1849)北齋 Resimler için tıklayınız/Click for |
|||||
Hokusai, Büyük Dalga, Fuji Dağı'nın 36 Görünümü adlı seriden.
L Philips Koninck, (1619-1688, Amsterdam)
|
Hokusai
Japonya'nın en ünlü sanatçısı olduğu halde ironik bir şekilde en az Japon
olan sanatçısıdır. Japonya'nın Batı dünyasında en ünlü ahşap baskı resmi
Büyük Dalga o derecede Japon olmayan bir eserdir. Hokusai (1760-1849) Tokugawa Dönemi'nde (1600-1867) yaşamıştır. Bu dönemin Japonyasında Konfiçyüsçü değerler ve feodal bir rejim egemendir.Hokusai tepeden tırnağa kadar bohem bir sanatçıydı: kendini beğenmiş, kavgacı, yerinde duramayan, saldırgan ve duygusal. Öğretmenleriyle geçinememiş ve sık sık sanat okullarından atılmıştı. Cimri sanatsal bir deha olarak kafasını sanata takmış bir kişiydi. Hokusai ardında aralarında ipek üzerine yapılmış resimler, ahşap baskı resimleri, resimli kitaplar, mangalar, seyahatlerinde yaptığı betimlemeler, erotik resimler ve eskizler olan otuz bin eser bırakmıştır. Resimlerinde bazıları kalabalık halk kitlelerinin görmesi için yapılmış ve 200 metre kareden daha büyük olan eserlerdi. Duyarlı olmaya ya da başkalarından saygı görmeye önem veren bir kimse değildi. Son işlerinden bazılarını Sanat-Çılgın Yaşlı Adam şeklinde imzalamıştır. Yaşadığı 89 yıl süresi içinde ismini otuz kere değiştirmiş (Hokusai gerçek adı değildir) ve en azından doksan adet ev değiştirmişti. Bir sanatçı olarak onu tanır ve yaptıklarına güleriz ama durun biraz, çünkü biz onu Batılı bir sanatçı olarak görürüz Batı'nın Japonya'ya el atmasından çok uzun bir süre önce yaşamış. "Altı yaşımdan itibaren nesnelerin görünen şekillerini çizmeye karşı delilik derecesinde bir tutkum vardı. Elli yaşıma geldiğimde dünya kadar desen çizmiş, bunları bastırmıştım, ama yetmiş yaşımdan evvel yaptığım her şey can sıkmaya değecek şeyler değildi. Yetmiş beş yaşıma geldiğimde doğadaki örneklerden, hayvanlardan, bitkilerden, ağaçlardan, kuşlardan, balıklardan ve böceklerden bir şeyler öğrenmiş olacağım. Seksen yaşıma geldiğimde göreceksiniz ki gerçek bir gelişme göstereceğim. Doksanımda yaşamın kendi sırlarına derinlemesine inen yolumu kat etmiş olacağım. Yüz yaşında olağanüstü bir sanatçı olacağım. Yüz on yaşına geldiğimde yarattığım her şey, bir nokta, bir çizgi daha evvel hiç olmadığı kadar yaşamın içine dalacak. Benim kadar uzun yaşayacak olan sizlere sesleniyorum verdiğim sözü tutacağım. Bunu yaşlılığımda yazdım. Kendime bugüne dek Hokusai dedim, ama bugün imzamı 'Resme deli olan yaşlı adam" olarak atıyorum" Hokusai... Hokusai sanat hayatına ahşap baskı ve resim yapmaya hevesli bir sanat öğrencisi olarak başladı. 600 senelik Shogun iktidarı döneminde Japonya kendini dünyanın geri kalanından tümüyle soyutlamıştı. Batı kültürüyle ilişki kurmak yasaklanmıştı bu dönemde. Buna karşılık Hokusai Avrupa'da yapılmış olan bakır baskı gravürleri keşfetmiş ve bunlar üzerinde araştırmalar yapmıştı. O dönemde bu bakır baskı gravürler ülkeye kaçak olarak sokulabiliyordu. Hokusai bu bakır baskı gravürlerden gölgelendirme, renklendirme, gerçekçilik ve manzara perspektifini öğrendi. Sanatçı tüm bu unsurları ahşap baskı resimlere ve ukiyo-e sanatına sokarak Japon sanatında devrimsel bir dönüşüm ve canlanma yaratmıştır. Çin ve Japon resmi 1500 yıldır uzak mesafelere uzanan bir uzam anlayışını manzara resimlerinde kullanmasına rağmen, bu üslup asla ahşap baskı resimlere dahil olmamıştı. Ukiyo-e ahşap baskıları sokak yaşamı, sumo güreşleri ve geyşaların betimlemelerini talep eden Japon orta sınıfı için üretilmiştir. Buna karşılık kırsal kesim ve köylüler ihmal edilmiştir. Hokusai'nin etkilendiği şeyler nelerdi? İşte bir Hollanda manzara resmi örneği.1500'lü yılların sonlarında Hollanda'da Claes Jansz Visscher ve Willem Buytewech gibi sanatçılar topografik doğrulukla yapılmış manzara betimlemeleri üzerinde yoğunlaşan bir manzara sanatı geliştirdiler. Bu sanat 1630-1660 yılları arasında Rembrandt van Rijn, Jacob van Ruisdael, ve Jan van Goyen ile doruk noktasına ulaştı. 1700'lü yıllara gelindiğinde bu Hollanda resimleri o kadar sıradanlaşmıştı ki bunlardan etching tekniğiyle yapılan metal baskı resimler pahalı yağlıboya manzaraların ucuz illustrasyonları olarak elden ele dolaşır olmuştu. Hollandalı tacirler kendi mallarını Japonya'ya kaçak olarak sokuyorlardı bu dönemde. Bu mallar genellikle bu metal baskı resimlere sarılarak paketleniyordu. Hokusai ve diğer Japon sanatçılar için yırtılıp atılan bu ambalaj kağıtları sarıldıkları ithal nesnelerden daha ilgi çekici şeylerdi. Hokusai Hollanda ve Fransız pastoral manzaralarından onların perspektifini, hacimlendirme anlayışını, gerçekçi gölgelendirme tekniklerini öğrenmiş ve bunları Japon manzaraları haline dönüştürmüştür. Daha da önemlisi, sanatçı doğanın sükunetini, insanın tekilliğini ve onu çevreleyen nesneleri popüler Japon sanatına sokan kişi olmuştur. Dönemin Japon resim sanatında en yaygın konular olan shogun, samurailer ve onlara hizmet eden geyşalar yerine vurguyu aristokratlar üzerinden çekerek ve insanlığın geri kalanına yükleyerek sıradan insanları ahşap baskı resimlerine koymuştur. Büyük Dalga adlı eserinde dev dalgaların altında küçücük insanlar sağa sola yalpalayıp dururken,görkemli Fuji Dağı uzakta bir tepe kadar ufak bir nesne olarak gösterilmiştir. Hokusai'nin en ünlü ve Japonya hakkında akla ilk gelen görüntü en tanınmış görünüm Fuji Yamalı bir deniz manzarasıdır. Bir çerçeve boyunca dalgaların şekillendirdiği bu manzara resminde Fuji Dağı (Fuji Yama) uzaktan görünür. Hokusai hareket halinde olan denizi betimlemeye bayılırdı. Dalganın köpükleri pençeler halinde bölünerek balıkçıları kavramaktadır burada. Bu büyük dalga tek parça ve kocaman bir yin'e ve altında boş bir alan oluşturan yang'a şekil vermektedir. Her an çarpması mümkün olan bu dalga resmin gerilimini artırmaktadır. Ön planda tepe kısmı küçük bir dalga minyatür bir Fuji Yama'yı oluşturmaktadır ki yüzlerce mil ötede yeniden tekrarlanan bu dağ formu yani o görkemli Fuji Yama perspektiften dolayı ufalmış, bu küçük dalga bile ondan daha büyük gösterilmiştir. Shogunlar ve soylular yerine bu resimde dalganın içine dalarak öte yanından çıkmak için kaygan tekneleri içinde bir birlerine iyice sokulmuş küçük balıkçılar görülmektedir. Tabiatın yin şiddeti deneyimli balıkçıların rahatlatıcı bir güven veren yang'ıyla karşıt dengesini bulmaktadır. Tuhaftır ki bu bir denizde çıkan bir fırtınadır ve güneş parlamaktadır. Batılılara göre bu ahşap baskı resim özlü bir Japon görüntüsüdür ama bu resim fazlasıyla Japon olmayan bir betimlemedir. Geleneksek Japon resminde aşağı sınıfa dahil olan balıkçılar asla resmedilmemiştir (o dönemde balıkçılar Japon toplumunun en aşağı ve en hakir görülen sınıflarından biriydi). Doğayı göz ardı eden Japonlar perspektiften de yararlanmamışlardı. J apon sanatçıları gökyüzünü ince ince gölgelemeye de gerekli dikkati sarf etmemişleridir. Biz bu resimden hoşlanıyoruz çünkü bize çok aşina bir resimdir bu.Japon patoral resminin kökleri Batı sanatına uzanır: manzara, uzun mesfeli perspektif, doğa ve sıradan insanlar. Bu dev dalgalar aslında bir Japonun gözünden bakılarak yapılmış olan bir Batı resmidir. Hokusai sadece Batı sanatını kullanmamıştır resimlerinde. Hollanda pastoral resimlerini Japon tarzı bir iki boyutlu düzleştirmeyi ve renkli yüzeyleri bir unsur olarak kullanımı resme ekleyerek Batı tarzı manzara resmini dönüştürmüştür. 1880'lere kadar Batı kültüründe Japon ahşap baskıları oldukça rağbet görmüş ve Van Gogh gibi genç Avrupalı ressamlar Hokusai'nin baskılarından çalışmalar yapmıştır. Bu modaya Batı dünyasında Japonaiserie denmiştir. Böylece Batı resmi Batı'ya doğru bir geri dönüş göstermiştir. Büyük Dalga adlı resim Hokusai'nin yaşlılık dönem eserlerindendir. Sanatçı bundan yıllar önce de benzeri bir çalışma yapmıştır. Bu dalga resminde köpükler bir kuş sürüsünün ardından kesilip kalır. Bu dalga hayli humor özelliklerine sahiptir. Kendini rüzgar karşısında dağıtır. Tekneler ve diğer baskıdaki genişlik olmadan bu çalışmanın dramatik olduğu söylenemez. Denizin yarattığı gerilimi dalganın kenarları boyunca uzatılmıştır. IHokusai'den önce Utamaro ve Kunsai gibi ukiyo-e sanatçıları kuş ve çiçek resimlerini kitap illüstrasyonları olarak çizmişlerdir. Hokusai bu kuş ve çiçek resimlerini baskı resimlerinin ana konularından biri ve sanat eseri haline getiren ilk sanatçı olmuştur. Girdap gibi dönen tüyleriyle horoz sürüleri bir hareket dairesini şekillendirir ve bu duruö Hokusai'nin pek çok deniz ya da su konulu resimleriyle benzerlik gösterir. Kuşlar doğru ve gerçekçi bir biçimde resmedilmiştir. Bu ahşap baskı ornitoloji konusunda kaleme alınmış ve horoz cinsleri hakkında bilgi veren bir metnin teknik bir illüstrasyonu olabilecek bir durumdadır. Hokusai Avrupa'da hazırlanmış bilimsel illüstrasyonlardan ve doğanın güzelliğine karşı Avrupalı sanatçıların gösterdiği hayranlık dolu gözlemci yaklaşımdan ilham almıştır. Orta bölümün sağında yer alan horoz çok mutlu ve halinden memnun bir ifadeye sahiptir. Bu Hokusai'nin kuş ve çiçek illüstrasyonlarına iyi bir örnek oluşturur. Bu Hokusai manzaralarının erken örneklerinden biridir. Öncelikle manzara gerçek bir mekan üzerine kurgulanmıştır, burası Sumida nehridir. Ağaçlar Avrupa tarzında chiarscuro gölgelendirmesiyle betimlenmiştir. Ama resim tamamiyle gerçekçi değildir: suyun dalgaları hala Çin modasına uygun bir stilizasyon içindedir. Perspektifte de hatalar vardır: teknenin kıçı ardında yer alan evlerden daha yüksektir ve tekne, illüstrasyonun ön planında yer alan evin üzerinde duruyormuş gibi görünmektedir. Bu döneminde Hokusai çesitli unsurları denemekte ve öğrenmektedir, onları henüz birleştirme yetkinliğine ulaşmamıştır. Resmin üst sol kısmından dışarı taşan kuş evini dikkati çeker. Hokusai Fuji Dağı serilerini yapmaya başladığında geniş perspektifli görüntüleri sükunet verici resimlerine yerleştirebilme yetkinliğine ulaşmıştı. Burada görülen resimde bir gemi dolusu yolcu, çalışan sıradan insanları günlük yaşamları içinde betimleyen sakin bir kompozisyon içinde Fuji Dağını izlemektedir. Bu gerçekçilik Hokusai'nin Japon sanatına yapmış olduğu benzersiz bir katkıdır. 1840lı yıllara ait olan bu resim sanatçının 70li yaşlarında ve sanatsal gelişiminin ve yeteneğinin doruk noktasında olduğu bir döneme aittir. Bu baskı 1840lı yılların sonuna aittir. Kabuklu deniz hayvanları yakalamak için suya dalan bir grup kadın betimlenmiştir bu kompozisyonda. Bu fahişe şık dokunmuş ve tüm ayrıntılarıyla gösterilmiş kimonosunun içine gömülmüş gibi durmaktadır. Hokusai elbisenin ayrıntılarına ve doğru gösterimine büyük bir dikkat sarf etmiştir. Burada önemli bir nokta vurgulanmalıdır ki o da yüzeylerin düzleştirilerek iki boyutlu bir hale getirilmesi ve renkli yüzeylerin kullanımı 1800'lü yıllardan 1900'lü yıllara kadar Batılı sanatçıların etkilendiği temel unsurlardan biri olmuştur. Hokusai serbest elle kağıt ve ipek üzerine de resimler yapmıştır. Çok az Japon sanatçısı hem ahşap baskı desenleri hem de resim alanlarında aynı zamanda ve yetkinlikle çalışabilmiştir. Hokusai küçük boyutlu binlerce eskiz de çizmiştir. Japon dilinde bunlara manga denir. Bu mangalar yayınlanmıştır ve 15 ciltten fazla tutmaktadır. . Burada görülen balıkçı ve tuttuğu ton balıkları üç boyutlu bir perspektif içinde ve çok başarılı bir şekilde çizilmiştir. Bu yazı http://www.andreas.com/hokusai.html adresinde bulunan yazıdan değiştirilerek yapılan serbest bir çeviridir. |
|
|||
Fuji'nin Denizden Görünüşü, 1834. Ahşap baskı. Fuji Dağı'nın Yüz Görünümü adlı seriden. Şakayıklar ve Kanarya, Ahşap baskı, Ulusal Müze, Tokyo
Horoz ve Tavuk Sürüsü. Ahşap Baskı. 1830-1844.Ulusal Müze, Tokyo Kaya Tapınağının Sallanan Feneri, Ahşap baskı, Shozaburo Watanabe Koleksiyonu. Ryogoku Köprrüsü Üzerinde Günbatımı. . Fuji'nin 36 Görünümü adlı seriden. Ahşap baskı. Hakone Müzesi Sangi Takamura. Kabuklu Deniz Hayvanları Yakalamak için Suya Dalan Bir Grup Kadın. Bir Hemşire tarafından anlatılan Yüz Şiir adlı seriden.Ahşap baskı. Ulusal Müze, Tokyo. Fahişe.İpek üzerine suluboya. 1812-1821. Moshichi Yoshiara Koleksiyonu. Ton Balıklarını Taşıyan Balıkçı, Hokusai'nin mangalarından, kağıt üzerine eskiz.
|
|||||
.
|
|||||
|